Şehirden uzakta ve tatilde
olduğumu daha iyi anladığım için ada tatillerini çok seviyorum. Bozcaada rum
dokusu, üzüm bağları ve muhteşem denizi ile o kadar güzel
karşılıyorki gelenleri daha dönmeden yine gelelim diye düşünmeye başlıyorsunuz.
Ara sokakları gezerken denk geldiğimiz şahane kabak lambacısı :) Atölye Kargabak
Konaklama olarak bookingde
merkeze yakın onlarca alternatif var. Bizim kaldığımız otel Ela Tenedos 2013
yılında faaliyete girmiş. Merkeze 3-4 dakikalık yürüme mesafesinde, dekorasyonu şık, tertemiz ve terası /
bazı odaları deniz manzaralı. Sabah kahvaltısı otelin terasında veriliyor, ev
yapımı reçelleri (özellikle gelincik ve kabak reçeli) sabah sabah serotonin
etkisi yaratıyor J
Otelin hemen yukarısında arabanızı bırakabileceğiniz belediye otoparkı var. Yaz
döneminde merkeze motorlu araç almıyorlar. Zaten adanın merkezi küçücük olduğu
için araca gerek yok, yürüyerek tüm ara sokakları gezebilirsiniz. Adanın en
bilinen otellerinden biri de Otel Kaikias. Otelin sahipleri Bozcaadalı mimar
bir çift, önünde otele ait bir plaj var, kale manzarasına hakim, yeni açılan
restoranı Insulares de iddialı ve denenesi.
Adanın denizi muhteşem, tertemiz.
Deniz için en çok tercih edilen yer Ayazma plajı, kumu açık kahve tonunda ve
yumuşacık, pırıl pırıl parlıyor. Deniz kıyısı boyunca belediyenin şezlong ve
şemsiyeleri var, 2015 yaz sezonu için günlük 20 TL’ye kiralayıp
kullanabilirsiniz. Plajın üst tarafında ve yan tarafında birkaç tane restorant
var, bizim favori mekanımız Ayazmanın sonundaki Vahit’in Yeri oldu. Yemek ve
içecek alternatifi bol; balık, et, tavuk, mantı, çiğ börek, zeytinyağlı
mezeler, tatlılar, meyveler, içecekler her şey var.
Ayazma dışında bir diğer şahane
deniz de Habbele koyu. Tesis olarak Mitos Beach var ancak plajı Ayazma kadar
geniş olmadığı için özellikle haftasonları rezervasyonsuz giderseniz şezlong
bulma ihtimali pek yok. Müzikler güzel, bohem bir ortam var J 2015 yaz sezonu için 2
kişi şezlong + şemsiye 36 TL.
Ayazma plajından hemen sonraki
koy Sulubahçe ama burada şezlong vs olan bir tesis yok. Kendi kamp sandalyeniz,
şemsiyeniz varsa günü geçirebileceğiniz sakin bir yer.
Deniz dönüşü en güzeli ise; akşam üstü sevgiliyle birlikte üzüm bağlarının
arasından geçerken en sevdiğiniz şarkıyı bağıra çağıra birlikte söylemek
J
Adanın en meşhur pastanesi Çiçek
Pastanesi olsa da adanın meşhur ürünü olan sakızlı kurabiyeyi Veli Dede’de
yemelisiniz. Hem sakızlısı hem tereyağlısı şahane!
Adaya özgü en meşhur yiyeceklerden biri de Alishiro adıyla tanınan Ali Kader Erol’un ekmekleri. Özelliği taş değirmenlerde öğütülen Anadolu buğdaylarından yapılması ve ekşi maya ile yoğurulması. Yanınızda götürmek için merkezde yer alan Alishiro Fırın’dan beğendiğiniz ekmeklerden satın alabilirsiniz, internet üzerinden de satışı var. (https://alishiro.com/) Bu arada Ali Kader Erol’un ortağı ile birlikte işlettiği Patiska Bağ Evi’nin kahvaltısında da bu ekmekleri tatma şansınız var.
Ara sokaklarda yürürken şarap
fabrikalarından yükselen koku ile yerel şaraplar çok cezbedici. Hepsinden
deneyip dönüşte birkaç şişe zula yapmakta fayda var J Adanın en bilinen markaları
Corvus, Yunatçılar, Talay ve Ataol.
Akşamları adanın merkezi çok
hareketli. Onlarca meyhane arasında en popüler olanlar Battı Balık, Asmalı ve Cabalı
ama bence sokak aralarında dolaşırken müzikleri ve mezeleri sizi cezbeden
herhangi bir meyhaneye oturursanız ada keyfini yaşayabilirsiniz. Bizim
denediğimiz Kapı 14 nispeten biraz daha sakin bir uçtaydı ve gayet lezzetli
ve keyifliydi. Merkezin dışında limanda da çok sayıda restoran var. Buradaki
tercihimiz ise Ayvalık’ta kaldığımız otelin sahibinin tavsiye ettiği Yakamoz
Restorant oldu. Tam denizin kenarında, mis gibi ada havası... Sevgiliniz
yanınızdaysa; meze, rakı, taze balık da varsa daha ne istenebilir ki!
Akşam yemeğinden sonra gidilmesi
gereken tek mekan Bakkal Bar. Çınaraltı’nın önünden yürüyüp karşıya devam
edince tam karşınıza çıkıyor. Müzikler, ışıklar tam o saatte ihtiyacınız olan
ortamı sunuyor size, tek problem gittiğiniz döneme göre biraz fazla kalabalık
olma ihtimali var.
Adanın diğer güzelliklerinden
biri de Polente Feneri’ne doğru gidip rüzgar güllerine bakan bir yamaçtan
güneşin batışını izlemek. Sevgilinizle bir şişe ada şarabını da yanınıza alırsanız
tadına doyum olmaz.
Her gidenin neden bu kadar
bayıldığını anlamak için adaya ayak basmanız yeterli, gerisi kendiliğinden
geliyor zaten. Mevsimsel olarak sakin dönemlerine denk getirmek kaydıyla bizim
için favori mekanlar arasındaki yerini aldı Bozacaada!
No comments:
Post a Comment