Doğu'nun en güzel ve modern şehri şüphesiz. Anlatılanlardan da daha güzel bir coğrafyası var. Sabah erken saatlerdeki Mezopotamya manzarası aynı denizi seyrediyormuş gibi huzur veriyor insana. Her tatilimizde olduğu gibi bu sefer de biraz beslenme, yeme-içme odaklıydık :) Ama hayatımın en güzel 5 yemeğinden birini Mardin'deki "Çağ Urfa Sofrası"nda (Özsüt'ün çaprazı) yedim! Çok aç olduğumuz için ne yiyeceğimize karar veremediğimizi fark eden garson hepimize "aşçı tabağı" (tandır, incik, tava kebabı, döner, içli köfte, lahmacun) hazırlattı ki tabağı gördüğümde ciddi anlamda heyecan yaptım :) Et severler için ölmeden yenmesi gerekenler arasında bence! Üzerine de hazmı kolaylaştırması açısından mırra getiriyorlar.
Gezmeye Midyat'tan başladık. Mardin - Midyat arası yaklaşık 1 saat. İlk olarak ara sokakları ve gümüşçüleri dolaştık, Süryani şarabı aldık. Buranın özel takısı "Telkari" denilen el yapımı ürünler, benim çok takı toka merakım yok ama takı sevenler için değişik bir ürün.Vaktiniz varsa çok sayıda kilise, manastır, medrese gezilebilir ama bizim yine az zamanımız olduğu için Midyat'tan Mardin'e geçerken sadece Deyrulzafaran Manastırı'nı (Mor Hananyo) detaylı gezebildik.
Midyat'taki kısa turdan sonra akşam hazırlığı için Mardin'de kalacağımız otele geçtik. Mardin'de konaklama için tarihi dokulu pek çok alternatif var, biz arkadaşımızın ayarladığı "Erdoba Evleri - Osmanlı Konağı"nda kaldık, hem rahatlık hem de lokasyon olarak çok memnun kaldık. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Şehri gezmek için yeri çok merkezi, terasının da muhteşem bir manzarası var. Akşam yemeği için önerim "Cercis Murat Konağı", yemekleri çok güzel, müzik çok eğlenceli. Zaman nasıl geçti anlamadık, zaten bu saatten sonra hiç düzgün fotoğrafımız yok :) Fotoğraftaki meze tabağı da buraya ait. Rezervasyonsuz gitmeyin, yer bulamazsınız. Mardin'in meşhur yemekleri sembusek, haşlanmış içli köfte (hayatımdaki en lezzetli içli köfteyi yukarıda bahsettiğim Çağ Urfa Sofrasında yedim), kaburga dolması.
Ertesi sabah manzarada kahvelerimizi içip kendimize gelmeye çalıştık :) Şehirden ayrılmadan Zinciriye Medresesi'ni gezdik, sabun ve badem şekeri alışverişi yaptık. Her şeyi 2 güne sığdırmaya çalıştığımız için yoğun ama çok eğlenceli bir haftasonu geçirdik :) Daha geniş bir vakitte gidip Hasankeyf'i de görmek lazım. Bir de mevsim olarak, çok sıcaklara kalmadan, Mayıs ayını geçirmeden gitmek gerekiyor.
No comments:
Post a Comment