Friday, July 16, 2010

Kanada // Vancouver

Yaş ortalamasının 75 civarı olduğunu tahmin ettiğim şehir! Bu kadar mutlu insanların bir arada olduğu bir yerleşim daha yoktur herhalde... Kanada denince herkesin aklına çeşitli milletlerden gelip vatandaşlık almış ve ülkeye yerleşmiş insanlardan oluşan kozmopolit bir topluluk geliyordur muhtemelen. Özellikle Çin ve Hint nüfusu oldukça kalabalık. Kendileriyle birlikte kültürlerini de getirdikleri için şehirde bolca Çin, Hint, Japon, Yunan vb restoran bulmak mümkün. Kanada’nın kendine özgü baskın bir yemek ve mutfak kültürü olmadığı için farklı ülkelerin kültürlerinden besleniyor gıda sektörü. Bu saydıklarım dışında Kanada’nın Amerika ile iç içe olmasının da etkisiyle Amerikan fast food kültürü de ülkede baskın tabi ki. Benim damak tadıma uygun sevdiğim restoranların bir kısmını yazının devamında belirttim.

Şehrin en güzel yanı; insanlar çalışmak için yaşamıyor, yaşamak için çalışıyor. İş çıkışı (17:00 gibi) okyanus kenarında bir kadeh şarap içerek, bisiklete binerek veya plajda yayılarak tüm günün sıkıntısını atıp güne rahatlamış olarak devam etmek güzel olsa gerek. Zaten 2011 yılında The Economist’in yaptığı Dünya’nın en yaşanabilir şehirleri sıralamasında ilk 5 şehirden 3’ü Kanada’daydı. (3. Vancouver, 4. Toronto, 5. Calgary) Calgary çooooook soğuk ama, o yüzden yaşanabilirlik açısından benim ilk 5’imde yok şahsen!

Yaklaşık 1 sene yaşadığım şehirden döneli 7-8 sene olması rağmen hala içimde çok büyük bir geri gitme isteği var. Yeşil ve mavinin bol olduğu tüm şehirler beni cezbetmiştir hep, bir de şehirde bolca huzur varsa başka pek de bir şey gerekmez sanırım.

Downtowndaki kalabalık dışında (özellikle rush hour ve hafta sonları) ciddi bir trafik problemi yok şehirde. Yakın yerlere bisikletle, uzak yerlere ise toplu taşımayla rahatça gidilebiliyor. Hatta otobüs durak saatleri 14:32, 18:27 gibi küsuratlı olup şehirde çok ekstrem bir durum olmadıkça (ben oradayken son 25 yılın en büyük fırtınası yaşandı, ağaçlar elektrik direklerinin üzerine devrilip telleri kopardığı için 1 – 4 gün arası genel elektrik kesintisi oldu, mesela böyle bir şey olmazsa otobüs yazdığı saatte gelir J) bu dakik saatlere uyuyorlar. Aşağıdaki fotoğraflar kar fırtınasının olduğu döneme ait, normalde havası Toronto, Montreal, Calgary gibi -30'ları gören Kanada şehirlerine kıyasla oldukça ılıman. Karların hemen altındaki fotoğraf da yine aynı yerde, yanlarında kaldığım teyzemlerin evinin sokağında çekmiştim, bahar aylarının başlangıcında "cherry blossom" zamanı..




Aklımda kalan favori cafe/restoranlar:
- The Keg Steakhouse & Bar – Biftekleri şahane, Kanada ve Amerikalılar genelde az pişmiş et tercih ediyorlar. Bir restoranda konuştuğumuz şef etlerin çok iyi olmayan kısımlarının “iyi pişsin” tercih edenlere servis edildiğini belirtmişti. Nedeni ise o kişinin etten anlamadığının düşünülmesiymiş J
- Hapa Izakaya – Japon restoranı. Ben Yaletown’daki (1193 Hamilton St) şubesine gitmiştim ama tüm şubelerinin aynı lezzette olduğuna şüphe yok.
- Seasons in the Park - in Queen Elizabeth Park. Bu restoranın da en güzel yanı yeşillikler içinde şahane yemekler sunması. 


- White Rock Beach – Güneşli bir günde okyanus kenarında yürüyüş yapıp sıralı restoranlardan birinde deniz ürünleri atıştırılabilir. Benim için en canalıcı nokta ise sahil yolundaki dondurmacılar tabi ki. Hatta hala duruyor mu bilmiyorum ama sahile inmeden arabaların park edildiği yerdeki İtalyan dondurmacısı muhteşemdi! Aşağıdaki manzara White Rock plajında gün batımı, altındaki ise okyanus kenarında yer alan bir B&B otel :)


- Purdy’s Chocolate  – Özellikle Christmas zamanı kendinden geçip harikalar yaratan çikolatacı.
- Sushi severler için tek bir mekan belirtmeyim çünkü şehrin genelinde çok lezzetli birçok restoran var. Her ne kadar bizim ülkemizde sosyetik bir yiyecek gibi görülse de dünya genelinde hızlı, ucuz ve pratik bir yemek sushi.
- Cactus Club – Menüsünde çokça alternatifin bulunduğu cafe/restoran.  British Columbia ve Alberta’da toplam 25’in üzerinde şubesi var. Kokteylleri çok başarılı, özellikle yemekten önce aperatif olarak Ceasers denenebilir.

Surrey, Richmond, Burnaby gibi şehrin ana yerleşim yerleri daha sakin olduğu için asıl hareketli alan aşağıda google map görüntüsünü eklediğim downtown bölgesi. Benim özellikle sevdiğim yerleri; Yaletown (birçok güzel restoran ve bar var), Granville St ve Robson St çevresi. Onun dışında haritada sol al köşede görünen Kitsilano Beach Park ve çevresi çok huzurlu ve görülesi bir bölge. Özellikle bahar ve yaz döneminde plaj voleybolu oynayan genç topluluklar insana yaşam enerjisi veriyor J Bir diğer tavsiyem de devasa alana yayılmış olan Stanley Park, yeşile doymak için bir tam gün sıkılmadan burada geçirilebilir.


Kanada ve Amerika giyim alışverişi konusunda nispeten ucuzdur, özellikle  Outlet AVM’ler. Vancouver Winner’s mağazası bu konuda çokça marka ve seçenek içeriyor. TH, Diesel, Nine West gibi onlarca markanın 1-2 sezon önceki ürünlerini bulmak mümkün. Sadece giyim ve ayakkabı değil; her türlü aksesuar, mutfak eşyası, banyo ürünleri vs gibi çeşitli alanlarda ürünler satılıyor. Alışveriş diyince Amerika’nın fiyatlar konusunda biraz daha uygun olması nedeniyle sırf alışveriş için Vancouver’dan Seattle’a gidenler oluyordu. Ama bildiğim kadarıyla, dönüşte sınırdan geçerken üzeri etiketli yeni ürünler tespit edilirse vergiye tabiymiş. Dolayısıyla böyle maceralara gerek yok bence J Ama Seattle’a gitmişken 1971 yılında açılan dünyadaki ilk Starbucks mağazası görülebilir. J


Yeşillik, huzur, okyanus, temiz hava, minimum stres olan böyle bir şehir dünyada varken neden şuan bulunduğum şehirde yaşadığımı sorgulamam anormal değil sanırım J

No comments:

Post a Comment